4 Kasım 2008 Salı
Tup Bebek Yontemleri -Tup Bebek Basari Yuzdeleri
Etiketler:
tüp bebek,
tüp bebek başarı yüzdesi,
tüp bebek nasıl yapılır,
tüp bebek tedavisi,
tüp bebek yöntemi,
tüp bebek yöntemleri
,

Tüp Bebek
Tüp Bebek Yöntemleri
Tüp Bebek Tedavisi
Tüp Bebek Bşarı Yüzdeleri
YARDIMLA ÜREME YÖNTEMLERİ
Çocuğumuz olmuyor şikayetiyle bir uzmana veya tüp bebek merkezine giden çiftler birtakım testlerden geçiyor. Sonuçta kısırlık nedeni konusunda bilgi ediniliyor ve tedavi yöntemi, yani hangi yardımla üreme tekniğinin uygulanacağı saptanıyor. Laboratuvar koşullarında uygulanan yardımla üreme tekniklerini şöyle sıralayabiliriz:
1) Tüp bebek yani IVF (İn Vitro Fertilizasyon)
Tüp bebek yöntemi sperm ve yumurtaları beden dışında, laboratuvarda hazırlanan bir kültür ortamında döllendirmek anlamına geliyor. Tüp bebek yöntemi önceleri tüpleri tıkalı kadınlara yönelik uygulama olarak başlatılmış, daha sonraları sperm nitelik ve niceliği ile ilgili yetersizliklerde, ayrıca endometriyozis tanısı almış olgularda ve nedeni açıklanamayan kısırlıklarda kullanılmaya başlanmış. Tüp bebek yönteminde anestezi altında kadından toplanan yumurtalar, laboratuvarda eşinin spermleri ile birleştiriliyor. Döllenen yumurta iki veya üç gün sonra özel bir kateter (tüp bebek işlemlerinde kullanılan bir tıbbi malzeme) yardımıyla rahim içerisine yerleştiriliyor. Tüp bebek yöntemi; nedeni belirli kısırlıklarda olduğu gibi, nedeni belirlenemeyen durumlarda da geçerli bir tedavidir. Bu yöntemde kadının daha fazla yumurta üretmesini sağlayan ilaçlardan kullanılması ve birden fazla embriyo elde edilmesi ile hamilelik şansı artıyor. Tüp bebek yöntemiyle başarı şansı tüm dünyada ortalama yüzde 25 ve dünyada yıllardır en güvenli kısırlık tedavisi olarak uygulanıyor.
2) IUI (Intrauterin Inseminasyon)
Bu uygulama, servikal mukus (rahim ağzından salgılanan bir madde) ve antisperm antikoru (kadın ve veya erkek vücudunun sperme karşı ürettiği bağışıklık sistemi elemanı) sorunu olan ya da kısırlığı belirli bir nedene bağlanamayan çiftlerde uygulanıyor. Mastürbasyon yoluyla erkekten alınan spermler, laboratuvarda yıkanıp ultrasonografik ölçümler sonucu uygun bulunan yumurtlama zamanında, kadının rahmine özel bir katater yardımıyla yerleştiriliyor. Bu uygulamadan çok değişken yüzdeler elde ediliyor. Uygulamayı yapan her doktorun farklı rakamları var. Ancak bu uygulamayla bebek sahibi olma oranı yaklaşık olarak yüzde 10'dur.
3) GIFT (Gamet Intrafallopian Transfer)
Erkekte sperm sayısında ve niteliğinde yetersizlik olduğunda, özellikle de nedeni saptanamayan kısırlık olgularında yeğlenen bu yöntemde, kadından alınan yumurtalar ile erkekten alınan spermler bir araya getirilip aynı gün tüplerin içerisine yerleştiriliyor.
4) ZİFT (Zigot Intrafallopian Transfer)
Bu yöntemde kadından alınan yumurtalar laboratuvar ortamında spermlerle döllendirilip kadının tüplerine 1 gün sonra yerleştiriliyor.
5) PZD (Parsiyel Zona Diseksiyonu)
Bu uygulamada yumurtanın dışındaki zara (Zona Pellucida) delik açılarak spermin içeriye girişi kolaylaştırılıyor. Standart uygulanan IVF yönteminde, sadece yumurta zonasının delinip belirli yoğunlukta bulunan spermin ortama bırakılması seklinde uygulanıyor. Bu uygulamayla bebek sahibi olma oranı yüzde 5'tir.
6) SUZI (Subzonal Sperm Injeksiyonu)
Spermin yumurta zarının (Perivitellni aralık) altına özel bir mikropipet yardımıyla yerleştirilmesi işlemi olan SUZI yöntemi ile başarı oranı yüzde 10-15'tir.
7) ICSI (Intrasitoplazmik Sperm Injeksiyonu)
Mikroenjeksiyon denilen bu yöntemde sperm, mikropipet yardımı ile mikroskop altında yumurtanın içine yerleştiriliyor. Bu şekilde yumurtanın döllenme olasılığı artırılmış oluyor. Çok az sayıda sperm hücresi olması halinde bile bu işlem kolaylıkla yapılabiliyor. Bu yöntemle döllenme oranı yaklaşık yüzde 90, hamile kalma oranı ise vüzde 30-35'tir.
Kimlere ICSI yapılır?
ICSI; daha önce IVF denenmiş olup çok az fertilize yumurta elde edildiği veya hiç edilmediği durumlarda, spermin cerrahi yolla elde edildiği durumlarda, sperm sayısının çok düşük, anormal oranı çok yüksek ve az hareketli spermlere sahip olgularda uygulanıyor. Son analizinde hiç sperme rastlanılmayan erkeklerde bazı laboratuvar tekniklerinin uygulanılmasından sonra bulunabilen çok az sayıdaki sperm bile ICSI yöntemi ile değerlendirilebiliyor. Tüm spermleri anormal yapıda olan olgularda sperm başının içerdiği genetik materyalin varlığı ICSI yönteminin seçilmesi için yeterli oluyor. Bu yöntemle spermin boyun ve kuyruk kısmı yumurta içerisine taşınır. ICSI ile bu işlem gerçekleştirildiği için boyun ve kuyruk anomalisi olumsuz bir etken olmaktan çıkıyor.
8) Assisted Hatching
Bu yöntemde PZD yöntemine benzer şekilde, embriyo çevresindeki zarın kimyasal maddeler veya lazer yardımıyla açılarak (Zona Drilling) embriyonun rahim içine tutunması (implantasyon) sağlanıyor. Assisted Hatching uygulanan embriyo implantasyonunun yüzde 10 oranında artışı bildirilmiş. Menide sperm olmadığı durumlarda aşağıdaki yöntemler uygulanarak sperm elde ediliyor.
SPERM ELDE ETME İŞLEMLERİ
Sperm sayısının düşük olduğu veya sperm sayısının normal olmasına rağmen döllenme sorunu yaşanan kişilere aynı seansta sırası ile sperm elde edene kadar aşağıdaki işlemler uygulanıyor:
PESA (Perkütan Sperm Aspirasyonu)
Bu uygulama, iğne yardımı ile testisten elde edilen spermlerin ICSI yöntemi ile yumurtayı döllemesidir. Hamilelik oranı yüzde 25'tir.
TESA(Testicular sperm aspiration)
Bu işlem sırasında iğne ile testise girilip elde edilen materyalin olgun sperm içe-rip içermediğine bakılıyor. Hamilelik oranı yüzde 25'tir.
TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu)
Spermin meniye ulaşamadığı olgularda testisten biyopsi sonucu alınan doku parçacıklarından elde edilen spermlerin ICSI yöntemi ile yumurtayı döllemesi işlemine TESE deniyor. Bu yöntem ile hamilelik oranı yüzde 30'dur.
UYGULAMA
Önerilen tetkikler tamamlanıp uygun tedavi yöntemi saptandığında öncelikle yapılması gereken yumurta üretimini sağlayan hormonların belli bir temel düzeye getirilmesi oluyor (Down Regulation). Bunun için Gonadotropin Releasing Hormon Analogu kullanılıyor. Ultrasonografi ve hormon testleri sonucunda uygun değerler elde edildiğinde, hamilelik olasılığını arttırmak amacı ile daha fazla sayıda yumurta üretmesi için yumurtalıklara uyaran hormonlar verilmeye başlanıyor. Bu yöntemde belirli aralıklarla vajinal ultrasonografi yapılıyor ve kanda östradiol ve progesteron düzeyi izleniyor. Yumurtalardaki foliküllerin çapları istenilen büyüklüğe ulaştığında olgunlaşmayı tamamlayacak olan Human Chorionic Gonadotropin (iğneyle verilen bir çeşit hormon) uygulamasından 34-36 saat sonra, anestezi altında, vajinal ultrasonografinin rehberliğinde yumurtalar toplanıyor. Bu işlemi izleyen 6 saat boyunca klinikte kalmak gerekiyor. Toplanan yumurtalar, aynı gün eşinden alınan spermlerle daha önceden saptanmış yönteme göre bir araya getiriliyor. Uygun gelişim gösteren embriyolar basit bir yöntemle rahim içine yerleştiriliyor (embriyo transferi).
Bu uygulamadan 3 saat sonra eve gitmek mümkün. Sekizinci gün kanda östradiol ve progesteron düzeylerine bakılıyor. Bunu izleyen 15. günde de hamilelik testi yaptırılıyor. Yumurtaların toplandığı günden itibaren düzenli olarak progesteron kullanılmaya başlanıyor ve hamilelik testinin sonucuna göre 12. hamilelik haftasının sonuna kadar devam ediliyor.
Kaynak: Bebeğim Dergisi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder